18 Ağustos 2011 Perşembe

Ben bir gün bir hatunu çok sevdim. O hatunu o kadar çok sevdim ki saçlarımın beyazlamasına izin verdim. fakat gelin de görün ki, hayat denilen zımbırtı bir türlü birlikte olmamızı sağlayamadı. ben daha küçücük bir kasiyerken tanıştığım bu narin yaratık, geçmişi peşinde kırılgan bir esmerlikti. ben kendimce sandım ki bu esmerlikte serinler, başımı o dolgun bacaklara koyar, ufukta dolaşan uçaklara göz kırpardım.....

bilmemenin getirdiği ürpeti, bilmenin getidiği bekleme süresi... ve dünyanın kendi zamanı. eşittir seni seviyorum. şu anda ağlıyor muyum? evet. bilakis ağlıyorum.olabildiğince net. dışarıda bir hayat var şahsıma 2077 de bitecek ama ya..
işin aslı bir tür kararsızlık, bir tür anlamamazlık ve bir tür ne oluyorculuk. bunu okuyorsun, biliyorsun. madem biliyorsun çalıştığım yer karga bar, oturduğum yer park palas apartmanı daire üç, kadıköy. seni bekliyorum. sen gelmesende ben seni seviyorum...

2 yorum: