17 Eylül 2012 Pazartesi

Kilit..... Bir Kaç Üçlemenin İlk Denemesi

   

     Tüm hislerimi kurşundan bir kutuya koydum... şimdi ise ne kutuyu ne içindeki
hislerimi... hatırlamıyorum.

     Hafifçene ıslanmış fabrika yapımı dandik arnavut kaldırımlardan, içmiş olduğum bir kadehçik rakının tesiri ile Kadıköyü' n kaşe denilen mevkisine doğru yol alıyorum... Eskiden Anadolu insanının İstanbul'a Haydarpaşa' dan girmesi gibi, ben de Kadıköy' e Havuz tarafından girmeyi seviyorum... Bir süredir kendi içimde bulunduğum gayet insansı problemlerimin, gayet insansı çözümleri ile karşılaşıp sadece insana özgü olan şapşallığıyla şaşırıp yoluma devam ediyorum... Hava da yağmur var ki daha önce kahvaltıya teşebbüs ettim kendisiyle, siyahlar içinde bir hıh la karşılaştım, şu anda ise gök gürlüyor dışarıda, balkonun kapısı açık oradan duyuyorum... Neyse, hikayemiz başlasın...

    Çok güzeldi, kıvırcık uzun ve kahverengi saçlara, beyaz bir tene ve göz altı torbalarının gülümsemesine karakter katmasına sahipti. Uzundu benden belki bir karış ve zevk sahibiydi giyimin de ve kuşamın da. Otobüslerin orta kapısı düşüncelerinde ikircikli olanların yeridir. Herhangi bir tarafa geçemedikleri için ortada olup iki tarafı da görmek isteyenlerin resmen ibadethanesidir. Otobüsün orta kısmında üstünde çiçek desenli ve açık mavili kısa kollu yani omuz hizasında kesilmiş mavi kot pantolonunla seni gördüğümde aklımdan geçen ikinci şey seninle tanışmam gerektiğiydi. Tıpkı vapurdaki ateş dövmeli kız gibi, tıpkı ispanyol moruna boyanmış yağmur güzeli gibi ve tıpkı fethiye otogardaki atm ingilizi gibi güzel ve nazik, tıpkı yüksek kaldırım fransızı gibi... Tabii Adnan dururmu inmiş kızın indiği durakta yavaş adımlarla çıktım merdiveni, köprünün kadıköy kısmında ben acıbadem yakasında sen dedim ki olum adnan ya şimdi ya hiç bir koşu tutturdum anında yanında bittim, dedim nefes nefese - he heeeee he heee bennn se heeee ni tanıyorum muyum? Baktı yüzüme hayır dedi, o zaman seninel tanışmam lazım dedim ve elimi uzattım ben adnan ben kemal ben bilmem ne ve ben osman...

     Bugün hava sonbahara giriş yaptığında adnan ın çalıştığı mekanın kapısında ve hemen o kapının yan tarafındaki mekanın kapısının karşısında adnan tekrardan kendisi için koştuğu kızı gördü. Baktı baktı sonra adnan içeri girdi ve orta katta- bak geçen sana anlattığım hikaye vardıya hani otobüsten inip peşinden koştum demiştim, işte o kızı gördüm az önce bira içiyordu yanda, dedi. Gülümsemeler kahkahakar gırla gelişen muhabbet... Bir insanın arkasını dönüp gitmesi izlemek çok hüzünlü... gök hala gürlüyor, dışarı da kızlar fink atıyor, günışığım gelmiş haberim yok ve ben tüm bunları bir adnan ya da kemal veyahut cemil olarak yer mekan zaman gözetmeksizin bir kutuya koyuyor ve yaşamaktan gelen yorgunlukla uykuya yatıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder